Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Kadınlarla İlgili Tüm DÜŞÜNCE-BİLGİ-BECERİ gibi BİRİKİMLERİN PAYLAŞIMI
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Eski Türklerde Mutfak Kültürü

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin/Leman
AdmincCeren_ce
AdmincCeren_ce



Mesaj Sayısı : 165
Kayıt tarihi : 03/06/10

Eski Türklerde Mutfak Kültürü Empty
MesajKonu: Eski Türklerde Mutfak Kültürü   Eski Türklerde Mutfak Kültürü Icon_minitimePaz Haz. 20, 2010 3:45 pm

Eski Türk lerde Mutfak :

Eski Türklerde Mutfak Kültürü P_13204_oBir toplumun beslenme kültürü, yaşam şekliyle yakından ilişkilidir. Yaşam şeklinin değişmesi, beslenme kültürünün de zamanla değişmesine neden olur. İlk çağlarda, insan, kendi yaşamını sürdürmek için doğada bulunan hayvanları avlamak, bitkileri de toplamak zorundaydı. Zamanla, bunları kendi yetiştirmeye, yetiştirdiklerini saklamaya, pişirerek daha lezzetli bir duruma getirmeyi öğrendi.

Diğer topluluklarda olduğu gibi, eski Türklerin yaşamı da hayvancılığa ve tarıma bağlı idi. Orta Asya'da, tarım şartları uygunsuz duruma geldiğinde, şartları daha iyi olan batı ve güneye göç etmişlerdi. Gittikleri yörelerde doğal yetişen hayvan ve bitkilerden yararlandıkları gibi, bunlardan yöre şartlarına uygun olanları yetiştirmişler ve yetiştirdiklerini basit tekniklerle işleyerek bulunmayan zamanlarda kullanmışlardır.
Eski Türklerde eti yenen hayvanların başında koyun gelir. Bunu sırasıyla keçi ve sığır izler. Bu hayvanlar aynı zamanda süt üretimi için kullanılmaktaydı. Eski Türklerde kısrak da süt üretimi için kullanılmıştır. Kesilen hayvanın eti yanında ciğeri, kellesi, dalağı, yüreği, böbrekleri, işkembesi, beyni ve kalın bağırsağı da kullanılmaktaydı.Eski Türklerde Mutfak Kültürü Guvecbnk3

Kesilen hayvanın eti ve sakatatı "tandır" adı verilen toprak kuyuda veya ateş üzerinde çevirilerek pişirilirdi. Ayrıca sonbaharda kesilen hayvanın eti küçük parçalara kesilerek yağı ile birlikte pişirildikten sonra küplere doldurulup kış için saklanırdı. Bu uygulamaya "kavurma" denmektedir ve günümüzde de özellikle köylerde sık yapılmaktadır. Etin diğer bir saklama yöntemi tuzlayıp baharatlayarak kurutmadır. Pastırma ve sucuk bu teknikle eski çağlardan beri yapılmaktadır. Etin kemikli kısmı tuzlanarak ağaçlara asılıp saklanırdı. Bu uygulama da halen bazı köylerde sürdürülmektedir.
Eski Türklerde Mutfak Kültürü Orta_resim
Süt, süt olarak içildiği gibi, yoğurt, kımız ve peynir yapılarak da kullanılmaktaydı. Mayalanmış kısrak sütünden yapılan kımız eski Türklerin önemli bir içkisiydi. Kımız, hayvan derisinden yapılan tulumlarda saklanırdı. Sütten yapılan yoğurt taze olarak yendiği gibi, kurutularak kış için saklanırdı. "Kurut" adı verilen bu uygulama halen bazı yörelerimizde sürdürülmektedir. Yoğurt, ılık su katılarak hayvan derisinden yapılan tulumlarda yayılarak tereyağı elde edilirdi. Tereyağı ayrıldıktan sonra kalan ayrana tuz katılarak kaynatılıp süzüldükten sonra "çökelek", "keş", "lor" gibi adlarla anılan bir tür peynir yapılırdı. Bu uygulamalar da halen sürdürülmektedir. Ancak son yıllarda elektrikli yayıklar tulumun yerini almıştır.

Bitkisel besinlerin başında buğday ve arpa gelmekteydi. Buğday başaklarında taneler sertleşmeden alevde ütülür ve dövülerek yenirdi. Olgunlaşmış buğday yıkandıktan sonra "dibek" adı verilen oyulmuş taş içinde dövülerek "yarma" yapılarak kullanılır. Bazı yörelerde "dövme" de denilen yarma kaynatılarak tereyağı eklenip yendiği gibi, çeşitli yemeklerde de kullanılmaktadır. Buğday kaynatılıp kurutulduktan sonra elle veya su ile döndürülen taşlar arasında kırılarak bulgur yapılırdı. Bulgur günümüzde de özellikle köylerde önemli bir besindir. Günümüzde el ve taş değirmenlerinin yerini petrolle çalışan değirmenler almaktadır.Eski Türklerde Mutfak Kültürü Resim-006

İnsan ve hayvan veya su gücü ile döndürülen taş değirmenlerde buğdayın öğütülerek un haline getirilmesi işlemi az da olsa bazı kırsal yörelerde halen uygulanmaktadır. Unun su ile yoğrulup tandırlarda veya sac üzerinde pişirilmesi şeklindeki ekmek yapma tekniği de eski çağlardan beri devam eden bir uygulamadır. Günümüzde tüketilen ekmeğin önemli bir bölümünü sac üzerinde pişirilen yufka ve bazlama ile tandırda pişirilen bazlama oluşturmaktadır. Hamur açıldıktan sonra içine, peynir, kavurma, ceviz gibi yiyecekler konarak köz içinde veya sac üzerinde pişirilirdi. Günümüz Türk mutfağının önemli ürünlerinden olan börek, gözleme, katmer ve pidelerin bu uygulamaların geliştirilmesiyle ortaya çıktığı söylenebilir. Hamur açıldıktan sonra küçük parçalara kesilerek et veya mercimekle pişirilmesiyle yapılan "tutmaç" aşı da eski Türklerden günümüze gelen yemeklerdendir. Mantı da bir nevi tutmaç türevi sayılabilir.Eski Türklerde Mutfak Kültürü Altingun_asure

Dağlık, kurak yörelerde buğday iyi yetişmediği için çavdar ekerlerdi. Çavdar, aynen buğday gibi un, bulgur ve yarma yapılarak kullanılırdı. Arpa da önemli tahıllardan biriydi. Eski Türklerde kaynatılmış buğday, arpa hamuru ile yoğrularak bir keçeye sarılır ve iyice yumuşadıktan sonra pişirilerek yenirdi.

Buğday ve arpa ezmesinin mayalandırılmasıyla boza yapılırdı. Bu uygulama da halen sürdürülmektedir. Arpa ve darının mayalandırılmasıyla bira benzeri içki yapılır ve toprak küplerde bekletilirdi. Uzümden şarap yapıldığı da bilinmektedir.

Elma, erik, armut, ayva, üzüm gibi meyveler taze olarak yendiği gibi kurutularak kış için saklanırdı. "Kak" adı verilen kurutulmuş meyveler kış aylarında su ile pişirilir, pekmez katılarak tadlandırılırdı. Kuru meyvelerin pekmezle tatlandırılarak pişirilmesiyle yapılan "hoşaflar" kış günlerinin önemli tatlılarından birini oluşturmaktaydı. Üzümden yapılan pekmez, buğday veya çavdar unu ile pişirilerek helva yapılırdı. Bu uygulamalar bazı yörelerimizde halen sürdürülmektedir.

Eski Türklerde Mutfak Kültürü R_bezelyetabakta02Başta patlıcan olmak üzere, salatalık, havuç, ıspanak, soğan ve turp gibi sebzeler Türklerin beslenmesinde eski çağlardan beri önemli yer tutmaktadır. Bunun yanında, ilkbaharda bahçe ve tarlalarda kendiliğinden yetişen birçok ot da toplanıp çiğ veya pişmiş olarak yenmekteydi. Bunlardan, madımak, yemlik, yarpuz, töhmeken gibi birçok ot günümüzde de sebzenin az bulunduğu ilkbahar aylarında Anadolu insanının beslenmesine katkıda bulunmaktadır. Patlıcan, biber kurutularak, asma yaprağı salamura yapılarak kışın da kullanılabilmektedir.



Diğer kültürlerin Türk mutfağı üzerinde etkisi:

Türkler Anadolu'ya yerleştiklerinde daha önce yaşayan insanların beslenme sistemlerinden etkilenmişlerdir. Fasulye, nohut, mercimek, bezelye gibi kurubaklagiller, lahana, karnabahar, maydanoz gibi sebzeler Akdeniz çevresi besinlerindendir. Türkler Anadolu'ya yerleştikten sonra daha önce bu yörede yaşayan Hitit ve Bizans kültürlerinin de etkisiyle mutfak araç ve gereçlerini geliştirmişler, besinlerini çeşitlendirmişlerdir. Anadolu'ya gelirken İran kültürü ile de etkilenmiş olmaları doğaldır.


Sofra düzeni ve yemek servisi:

Eski Türklerde Mutfak Kültürü TarhanaEski Türklerde sofraya "tergi" de deniyordu. Yemek kırıntılarının yere dökülmemesi için önce odanın ortasına geniş "sofra örtüsü" denilen, bugünün masa örtüsü yerine geçen örtü yayılırdı. Onun üzerine 40 cm. yükseklikte bir altlık yerleştirilir, onun üzerine de sini konurdu. Bakır, pirinç gibi madenlerden yapılan sinilerin yanısıra buğday ve çavdar sapından örülmüş siniler de kullanılırdı. Sininin kenarlarına kaşıklar yerleştirilirdi. Eskiden tahta kaşıklar kullanılırken, zamanla yerini madeni olanlara bırakmıştır Yufka ekmekle almak dışında, elle yemek alışkanlığı yoktur Hatta bazı topluluklarda elin yemeğe batırılması uygun görülmez. Uygun görmeme "mundar ettin" sözcüğü ile belirlenir "Mundar" kirlenme anlamında kullanılır. Yufka ekmek nemlendirildikten sonra katlanarak sininin veya sofra örtüsünün üzerine yerleştirilir

Sofraya büyükler bağdaş kurarak, kadınlar ve gençler de genellikle dizüstü otururlar Oturanlar dizlerine tüm sofrayı dolanabilen ve peçete yerine kullanılan eni dar örtüler örterler Bu örtüler evlerde dokunurdu. Ensiz örtüler yan yana dikilerek sofra örtüsü yapılırdı. Zamanla bunların yerini, satın alınan örtü ve peçete almıştır. Su testisi sofranın kenarında genellikle baba veya annenin oturduğu tarafa yakın konurdu. Testiye uygun, toprak bardaklar kullanılmaktayken, günümüzde bunların yerini cam bardaklar almıştır

Sofraya önce çorba getirilirdi. Oturanlar aynı tabaktan kendi kaşıklarıyla çorbayı içerler, arkasından diğer yemekler büyük servis tabaklarının içerisinde sofraya getirilir ve oturanlar kendi kaşıklarıyla yerlerdi. Kaşığı, tabaktaki yemeğin kendi önüne gelen bölümüne daldırmak geleneği vardır Kendi kaşığı ile yemeği karıştırmak, başkasının önüne gelen kısımdan almak uygun görülmezdi.

Sofraya oturmadan ve sofradan kalktıktan sonra eller yıkanırdı. Ellerin yıkanması için orta yerinde sabun da bulundurulabilen leğen ve ibrikle su ve eli kurulamak için "peşkir" denilen elde dokunan elbezi bulundurulurdu. Zamanla bunun yerini havlu almıştır Çorba, pilav, çok sulu et ve sebze yemekleri kaşıkla yenirdi. Suyu az olan parçalı yemekler, örneğin saç kavurması gibi, yufka ekmekle alınırdı.

Yemek ister kaşıkla, ister yufka ile olsun genellikle sağ elle yenirdi. Yemeğe besmele ile "Allah'ın adı" ile başlanır, sofradaki büyük başlamadan küçükler yemeğe başlamazdı.

Günümüzde, yer sofraları bazı ailelerde halen kullanılmaktadır Bu sofralarda kaşık yanında çatal ve bıçak da yer almakta, bazı durumda sininin üzerine herkes için ayrı tabak konmaktadır Günümüzde yer sofralarının yerini masalar almaktadır

Yere düşmüş ekmek parçası öpüiüp başa konarak hayvanlara verilmek üzere kaldırılır. "Ekmeğe basarsan taş olursun" deyişi bunun en güzel örneğidir. Günümüzde bile ekmeği çöpe atma yerine hayvan besleyenlerin alması için ayrı torbalarda kapı önlerine bırakılmasında bu inancın rolü olsa gerek. Sofrada artık bırakmak uygun görülmez. Tabakta yemek bırakıldığında "arkadan ağlar" denmesi, Türk geleneğinde yemek israfinın ne denli olumsuz kabul edildiğini açıklayan başka bir örnektir.

Günümüz Türk mutfağı Türkiye'de yaşamış olan değişik uygarlıkların katkısıyla gelişmiş ve zenginleşmiştir. Günümüzde belirli yöreye ait olan bir yemek, aynı adla veya değişik adlarla başka yörelerde de yapılmaktadır. Belirli bir yemeği belirli bir uygarlığa mal etme olanağı yoktur. Türk mutfağı dendiğinde, Türkiye'de yaşayan insanların beslenmesini sağlayan yiyecekler, içecekler ve bunların hazırlanması, pişirilmesi ve saklanmasında kullanılan araç-gereç ve teknikler anlaşılmalıdır.


(Kaynak:yemekport.com)


(Sizde ÜYE OLUNUZ ve CEVAP YAZ veya YENİ KONU imlecini tıklayarak, Konu
hakkındaki düşüncelerinizi, birikimlerinizi kaydedip PAYLAŞIMA katılınız.)

admin
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kadinlar.yetkin-forum.com
 
Eski Türklerde Mutfak Kültürü
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Eski Türklerde Kadının Yeri
» Osmanlı da Mutfak Kültürü
» Dünyada Mutfak Kültürü
» Eski Anadolu Uyg.da Kadının Yeri
» Mutfak Dekor-Bakım

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: __MUTFAK Kültürü__ :: Tüm Mutfak Kültürleri :: Eski Türk lerde Mutfak Kültürü-
Buraya geçin: